THE PLOT AGAINST ADEM UZUN (KNK) IN PARIS
Adem Uzun’a ‘Paris Komplosu’ netleşiyor
Çarşamba, 29 Ocak 2014 – Adem uzunFransa’nın başkenti Paris’te 10 ayı aşkın bir süre tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan görülecek. Uzun kendisine yönelik operasyonu “siyasi komplo” olarak değerlendirirken, Fransız medyası PKK etrafında örülmeye çalışılan casus faaliyetlerine geniş yer verdi.
Kürt sorununa demokratik-barışıl bir çözüm bulmak için Oslo’da yapılan görüşmelerde yer alan KNK Yürütme Konseyi üyesi Adem Uzun, 6 Ekim 2012’de saat 16.00’ya doğru, Paris’in Montparnasse semtinde bir kafede gözaltına alındı. Uzun, PKK için silah pazarlığı yağmakla suçlandı. 10 ayı aşkın bir süre tutuklu kalan Uzun, 9 Ağustos 2013 günü gözetim altında tahliye edildi.
Uzun kendisine yönelik operasyonu “siyasi komplo” olarak değerlendirdi. Aradan geçen süre içinde ortaya çıkan bilgiler, Uzun’un Paris’teki görüşmelerinin silah pazarlığı değil, Türk istihbarat servislerinin verdiği bilgiler doğrultusunda Fransız servislerin organize ettiği bir komplo olduğu ortaya çıktı.
Zamanlama açısından Uzun’a yönelik tutuklama Oslo görüşmelerine denk gelirken, Paris’te üç Kürt kadının hayatını kaybettiği saldırı ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve Türk devleti arasında son demokratik çözüm sürecinin başlamasından sadece bir kaç gün sonrasında yaşandı.
Yarınki duruşma öncesi Expresse dergisi ve AFP, bu davaya geniş yer verdi. Express dergisi Uzun’a komployu anlatırken Paris’i “casuslar yuvası” olarak tanımlayarak, Uzun davası ve Paris katliamına işaret etti. AFP ise Uzun’un görüşlerine yer verdi.
Duruşma öncesi ANF’ye konuşan Adem Uzun, “Hem bu haberler hem de daha önce Le Monde, l’expresse, Le Parisien gibi gazetelere yansıyan haberlere bakıldığında da genel Fransa kamuoyunun görüşün de benim sürekli dile getirdiğim gibi bu işin bir tezgah olduğu yönündedir” değerlendirmesinde bulundu.
UZUN: ELİMİZDEKİ DELİLLER GÜÇLÜ
Uzun, şöyle konuştu: “Tezgahın sadece şahsımla ilgili olmadığı, politik bir tezgah olduğu ve Kürtlerin diplomatik, siyasal ve barışçıl ilişki arayışlarının karalama ve boşa çıkarmaya yönelik olduğunu söyleyebilirim. Nitekim son dönemlerde başlatılan çözüm süreci döneminde böyle şeylerin olması, Kürt barışına ve politikacılarına karşı belirli bir merkez tarafından ya böylesi tutuklama ya da katletme stratejisinin halen uygulandığını göstermektedir.”
Yarın ki mahkemenin kendi talebi üzerine yapılacağını ifade eden Uzun, “Burada da Fransa İtiraz Mahkemesi’nin kamuoyunun inandığı ve benim ortaya koyduğum politik komplo boyutunu görerek iptal etmesini bekliyorum. Çünkü buna ilişkin elimizdeki deliller güçlüdür” dedi.
NOEL DUBUS HÜCRESİ
ANF ve Fransızca yayın yapan Kürt eksenli ActuKurde.fr sitesinde Temmuz 2013’te yayınlanan bir haberde Uzun’a yönelik komploda “Noel Dubus Hücresi”ne dikkat çekilmişti. Bu bilgiler hakkında davalar açılan ve eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile yakın ilişkisi olan silah tüccarı Ziad Takieddine’i Fransız adaleti lehine tuzağa çeken Noel Delarosa isimli karanlık kişinin, aynı zamanda Adem Uzun’a yönelik komplonun da başında yer aldığını ortaya koymuştu. Kendisini Delarosa olarak tanıtan karanlık kişinin gerçek adı Noel Dubus olduğu ifade ediliyordu. Sözkonusu faaliyetlerin, Fransız servisleri bünyesinde “sipariş” üzerine önceden belirlenmiş siyasi hedefleri tuzağa düşürmek için suç işlemeye yönlendiren bir “hücre” oluşturulduğu şüphesini güçlendirdiği kaydedilmişti. Sözkonusu hücrenin “suçun” alt yapısını oluşturarak, gerçek anlamda provokasyonlar organize ettiği iddia ediliyordu.
EXPRESS: PARIS CASUSLAR YUVASI
Expresse dergisi, bugün (29 Ocak tarihi itibariyle) yayınladığı “Paris casuslar yuvası. PKK etrafında büyük manevralar” başlıklı geniş bir haberde, Adem Uzun’a yönelik operasyona yer verdi. Eric Pelletier imzalı haberde, 2011 ve 2012’de bir Kürt lidere yönelik “kural dışı” bir olay yaşandığına dikkat çekerek, bu olaya tanınmış bir yazar ve sızdırılmış bir ajanın katıldığını yazdı.
Bahsedilen tanınmış yazar Paul-Loup Sulitzer. 1980’li yıllarda Money, Cash ve Fortune üçlemesi ile ün yapmıştı. Sulitzer’in Adem Uzun’la bir kitap sözleşmesi yapmaya çalıştığı iddia edilirken, Fransız servisleri tarafından gönderilen “Antoine” isimli ajan, MILAN füzelerinin satışı için devreye sokuluyordu. Express’e göre bir de “pusuda bekleyen İsrail ajanları” vardı. Paris’te 30 Ocak günü görülecek duruşma da bu çok boyutlu komployu değerlendirecek.
ANTOINE ISIMLI AJAN
Uzun’a yönelik operasyonun arkasında Kürtlere yönelik çok sayıda sansasyonel operasyonda imzası olan anti-terör sorgu yargıcı Thierry Fragnoli vardı. Paris’te yapılacak görüşmede Adem Uzun’un silah pazarlığı yapacağı ihbar edilmişti. Express’e göre hiç kuşkusuz bu “anonim” istihbarat Türk istihbarat servislerinden geldi. Bunun üzerine Fransız iç istihbarat servisi SDAT, Uzun’un telefonlarını dinlemeye aldı ancak silah pazarlığına ilişkin hiçbir bilgiye ulaşamadı. Türk istihbaratının verdiği bilgiden üç ay sonra, Temmuz 2012’de Fransız servisler ajan sızdırmak için hareket geçti. Adem Uzun’a tuzak kuran Antoine isimli ajan da böyle ortaya çıktı.
Sorgu yargıcına göre bu operasyon dava dosyasının en güçlü noktası, ancak savunmaya göre zayıf halkasını oluşturuyor. Zira savunmaya göre hukuken, bu faaliyetler bir suç veya ihlalde bulunmaya yönelik provokasyon olarak tanımlanıyor. Bu yöntem Avrupa İnsan hakları Mahkemesi tarafından sert bir şekilde yasaklanırken, Fransa Yargıtayı’nın da görüşü bu yönde. Adem Uzun olayında da görüldüğü gibi, yetkili makamların belirlenen hedefe yönelik hızlı bir şekilde soruşturma başlatması için deliller toplanıyor. Burada sözkonusu olan önceden programlanmış faaliyetler olarak dikkat çekiyor. Kısaca, “suç delili” oluşturmak için karanlık ve yasadışı yöntemlere başvuruluyor.
SEINE NEHRI BOYLARINDA BÜYÜK BİR OYUN OYNANIYOR
Express dergisi Adem Uzun’un konu olduğu bu durumu şöyle özetliyor: “Paris casuslar yuvası mı? Kürdistan’dan uzakta, bu son aylarda Seine Nehri boylarında ‘büyük bir oyun’ oynanıyor. Ocak 2013’te, PKK ile Türk hükümeti arasında resmi müzakerelerin başlamasından sadece bir kaç gün sonra, üç Kürt kadın militan gün ortasında, Gare du Nord’da bir apartmanda öldürüldüler…”
Fransız basın ajansı AFP de bugün konuya ilişkin bir haber yayınlayarak Adem Uzun’un görüşlerine yer verdi. Adem Uzun, Montparnasse’taki görüşme polis içeri girene kadar sadece “9 dakika” sürdüğünü belirterek bu görüşmede tek bir kez dahi silah ticareti kelimesinin geçmediğini kaydetti.
ZAN ALTINDAKI BİR SAVCI, THIERRY FRAGNOLİ
Uzun’a operasyonu yürüten savcı Fragnoli’nin, ilişkilerinde de karanlık noktalar var. Özellikle Türk milliyetçi çevreleri ile ilişkilerinin olduğu ortaya çıkmıştı. Bu ilişkiler Uzun’a yönelik komplo ile Paris katliamı arasında ilginç bir bağ ortaya koyuyor.
Paris katliamı öncesi ilginç bir mail de Fidan Doğan’ın (Rojbin) eline geçmişti. Sözkonusu mail Thierry Fragnoli’nin Türk milliyetçi çevreleri ile olan yakın ve hatta “dostane” ilişkisini gösteriyordu. Bu mail 1 Ekim 2013 tarihinde Fragnoli tarafından Ankara’daki Fransız Büyükelçiliği’ne gönderilmişti. Mailde, Fransa’yı suçlayan Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a tepki gösteriliyordu. Fragnoli, Erdoğan’ın Fransa’yı “teröristlere destek vermekle” suçlaması karşısında nedense kendisini hedeflenmiş gibi hissediyordu. Erdoğan Almanya’yı da suçlamıştı ancak Alman savcılar böyle bir reaksiyon göstermemişti. Daha da garip olanı, Fragnoli’nin Ankara Büyükelçiliği’ne gönderdiği bu maili sadece iki saat sonra “Maxime Gauin” isimli Ermeni ve Kürt karşıtı şahsa göndermesi.
Maxime Gauin, Fransız alternatif internet gazetesinde bir blog sayfasındaki yer alan bir haberin altına yazdığı yorumda “sadece kişisel bir ilişkisi” olduğunu savunarak, Fragnoli ile yakın bağlantısını kabul etti (Bkz: Dossier Kurde : un juge antiterroriste français mis en cause). Gauin, bir süre önce Fransız iç istihbaratı adıyla yayınlanan sahte bir raporda, Fransız ve Türk ajanı olmakla suçlanmıştı. – Maxime Azadi/ANF