MESOP NEWS : MY PERSONAL HISTORY WITH STALINIST PKK ·

NORTH KURDISTAN (TURKEY)

Ali Kardouchos –  BEN ALİ KARDUXOS…..

17 June 2017 – Bir arkadaş “-Aaa sen PKK tarafından kaçırldın mı?” diyerek hayretler içinde kalmış.Hem de kaçırıldığımda hala ERNK’nin basın yayın sorumlusu idim.

Olay 1999da oldu.

Ağustos 1999’da Bir Yunan gazetesine, yunanca olarak “Gerillanın çekilmesi yanlıştır” diye yazdım. (Rahmetli Kani Yılmaz çekilmelerin başladığını söylemişti. PKK içinde en iyi tanıdığım biri idi).

PARON Gazetesine yazdığım bu yazı 9 Ağustos 1999 tarihli idi. Ve bu yazıda PKK, Merkez Komitesinin Öcalan esir edildikten sonra 4 yanlış yaptığını yazdım.Esir bir insana insiyatif verme yanlışlığından kaynaklanan bu yanlışlar silsilesinin GERİLLANIN HİÇBİR GÜVENCE ALMADAN TASFİYESİNE vardığını yazdım., Bunun ulusal intihar olduğunu, Kürd mücadelesini işgalcinin himayesine sokmak olduğunu, işgalcinin denetime almak olduğunu yazdım.

Gerillanın tasfiyesinin tüm kazanımlarımızın geri alınacağının bir başlangıcı olduğunu yazdım.Bu görüşlerimi Almanya’nın Köln şehrinde M. Kılınç’ın da, Günay Aslan’ın da katıldığı NAVEND toplantısında da tekrarladım.

NAVEND toplantısında:

“-PKK beyinsiz bir devdir dedim. Beyni olmayan bu dev hırsızdan hiçbir güvence almadan kendi evinin güvenlik sistemimi lağvetti” dedim. “Bu tavir bir tasfiyedir” dedim. (ses kayıtlarımızın olduğunu sanıyorum) . Bu toplantıda Rahmetli Buldan’ın Avrupada mülteci kardeşi ile de tanıştım. Bu konuşmamı 300 kişi huzurunda yaptım.

Görüşlerim tehlikeli bulunmuş olacak ki; Atina’ya varınca önce iftiraya uğradım sonra 3 PKKli tarafından öldürülmek üzere kaçırıldım.Mahkemeler 13 yıl sürdü. sonunda PKKnin iftira attığı kararı çıktı. Bana da 18.600 Avro tazminat ödendi.(Daha önce bazı yunanlı dostlarıma PKK ye muhalefet ettiğim içim bana iftira atabileceklerini bana yönelebileceklerini defalarca söylemiştim).

Sosyoloji Profesörü PANTIO Üniversitesi hocvası Neoklis Sarris mahkemeye sorunun siyasi anlaşmazlıktan kaynaklandığı söyledi. beklenen bir şey olduğunu yazılı olarak verdi.

Kaçırıldığımda hala ERNK’nin basın yayın sözcüsü idim. Ama aramız soğuktu. Çünkü 1999-Mayıs ayından beri “Öcalanı dinlemeyiz” kararını geri almışlardı. ERNK adına hala televizyondaki tartışma ve toplantılara katılıyordum.

Kaçırıldığımda ERNK nin resmi yayın organı Yunanca derginin de hem başyazarı hem de sahibi idim.Ama Öcalan tutuklandığının ertesi günü bir bildiri yazma suçunu işlemiş biri olarak PKK içindeki ruhsuz ve karektersiz insanların gözüne batmıştım. Devletin hedefi olmuştum.

Öcalanın esir edildiği günün ertesinde bir bildiri yazmıştım:

“-Öcalan’a Türk subaylarının eli değdiği andan itibaren söyledikleri dinlenilmemeli ama ona sahip çıkılmalıdır. Hemen kollektif bir yönetim bu boşluğu doldurmalı ve kendi insiyatifi ile hareket etmelidir” deme suçunu işlemiştim.

PKK de Öcalan tutuklandıktan sonra aynen bu doğrultuda bir karar aldı. Ama Esir Öcalanın baskısı ile PKK , bu kararından Mayıs 1999’da vazgeçti. Ben vazgeçmedim.

İşte ölüm kararım devletçe bu yüzden verildi. Ama bu kararı PKKlilere uygulatabilecek devletin gücü de vardı.

Bu yüzden de bani kaçıranlar hiç konuştuırulmadı.

Görüşlerimi hiç değiştirmedim. binbir baskıy, yokluğa, imkansızlığa PKK terörüne ve Simitis polisinin baskılarına rağmen hiç değiştirmedim.

İdeallerini satanların hedefi oldum.

17 Haziran 2017-Atina  www.mesop.de