MESOP NEWS : HIGH RANKING PKK CADRE SPEAKS IN LIMBURG / GERMANY

HÜSEYİN HAZAR / RAMAZAN MARANKOZ / LİMBURG

Medya Savunma Alanları’nda 2002 yılında şehit düşen Faruk Bozkurt (Nasır Karayazı) Limburg Demokratik Kürt Toplum Merkezi (DKTM) lokalinde Avrupa Şehit ve Kayıp Aileleri Derneği (KOMAW) tarafından yapılan bir etkinlikle anıldı.

Anmaya KOMAW adına Kürt Siyasetçi Ahmet Aktaş, Nasır Karayazı’nın kuzeni Ekrem Bozkurt, dayısı Muhyettin Şen, Kürt siyasetçi Mehmet Pîrsûs, Limburg DKTM Eşbaşkanı Nuri Eren,  Civaka İslamiya Kurdistan (CİK) Giessen Temsilcisi Hacı Mustafa Adıgüzel ve yaklaşık 120 Kürdistanlı katıldı. Nasır Karayazı ve tüm şehitler için yapılan saygı duruşu ardından söz alan Ahmet Aktaş, şehit Nasır Karayazı’yı tanıdığını ifade ederek, “İhanet sürecinde en önde mücadele eden bir arkadaştı. Dış ve iç ihanet sürecinin yaşandığı dönemde şehit düşmüştür. Bu açıdan arkadaşın şehadeti bize ağır geldi. Onun direnişçi ve baş eğmez kişiliğini mücadelemizde örnek alacağız”  diye konuştu.

Ağabeyi mesaj gönderdi

Türkiye’de kalan Karayazı’nın ağabeyi Zeki Eroğlu ise gönderdiği yazılı mesajda şunları belirtti: “Kürt Özgürlük Hareketi şehitleri önünde şehit Nasır’ın ailesi olarak saygı ile eğiliyoruz. Şehit Nasır şahsında tüm şehitlerin acı ve üzüntüsünü paylaşıyoruz. Kürt mücadelesi sonuna kadar sonsuza kadar devam edecek başarıya ulaşacaktır.”

Anmada söz alan Kürt Siyasetçi Mehmet Pîrsûs ise Karayazıyı kısa süre de olsa tanıdığını, inatçı kişiliği olduğunu belirtti. PKK Şehitler Komitesi’nin mektubunun da okunduğu anmada, Karayazı’nın Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile çekilmiş fotoğrafları ailesine takdim edildi.

Hak ettiği yere kavuştu

Anmaya katılan Karayazı’nın akrabaları ise gazetemize açıklamalarda bulundu. Ekrem Bozkurt amcasının oğlu Faruk Bozkurt’un kendisinden yedi yaş büyük olduğunu ifade ederek, “Ben ilkokul birinci sınıfa giderken Faruk ortaokula gidiyordu. Daha küçük yaşta iken paylaşımcı ve haksızlığa karşı tahammülü yoktu” dedi. Bozkurt’un  şehadetinin ilanıyla ilgili başvuruyu 2014 yılında kendisinin yaptığını ifade eden Bozkurt, “Cevabı şimdi geldi. Sevinçliyim, hak ettiği yere kavuştu” dedi.

Avrupa’ya çıktı 

Nasır Karayazı’nın kuzeni Osman Şen 1981 yılının sonbaharında kendisinden 4 ay sonra yurtdışına geldiğini ifade ederek, “Bad Homburg’da evlerimiz yan yanıydı. Her yere birlikte gidiyorduk. Sürekli okur ve yazardı“ dedi. Karayazı’nın 1979’da Erzurum’da yakalandığını, 3-4 ay cezaevinde kaldığını anlatan Şen, “Yaşı küçük olduğundan suçu kendi üzerine almıştı. Daha sonra Avrupa’ya geldi” diye aktardı.

Derneği araya araya buldu

Şen, Karayazı’yla birlikte burada Kürt dernekleriyle nasıl iletişim kurabildiklerini ise şöyle anlattı: “Frankfurt’ta derneği bulmak için elinde ‘Serxwebun’ olan birini takip ettik. Adam bizden şüphelendi trene bindi gitti. Daha sonra ise Hüseyin Yıldırım’ın kitabı elinde olan birini takip ettik, dernek binasını bulduk.”

Almanya’dan Kürdistan’a

Karayazı’nın Hamburg’da Türk Konsolosluğu’na bomba iddiasıyla tutuklandığını ve Offenbach’ta yaklaşık 4 ay cezaevinde kaldığını aktaran Şen, “Daha sonrasında bir kere görüşebildik, onda da, ‘Ben artık Kürdistan’a gidiyorum. Babama iyi bakın, üzülmesin’ dedi. Sonrasında hiç görüşemedik. Şehadetinin açıklanması bizim için bir onur ve gururdur. Ancak bu ona yakışır” diye konuştu.

Kürdistan’ın şehididir

Öz dayısı Muhyettin Şen ise gazetemize şöyle konuştu: “Şehitler Kürdistan’ın şehididir, dava insanlık davasıdır. Allah sizden razı olsun. 6 yıl benim yanımda kaldı. Nasır sadece bizim şehidimiz değil, dört parça Kürdistan’ın şehididir. Faruk’un davası maddiyat değil insanlık davasıydı. Siemens firmasında elektronik mühendisiydi. Kürdistan’ın özgürleşmesi ve orada insanca yaşamak için gitti.”

Yeğeniyle Kürdistan dağlarına gittikten sonra hiç görüşemediğini aktaran Şen, “Şehadet haberini KOMAW bize iletti. Şehadet haberini aldığımda üzüldüm fakat sonrasında insanlık yolunda şehit olduğu içinde sevindim. Ona ve tüm Kürdistan şehitlerine Allah rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun inşaallah” şeklinde konuştu.

Anma etkinliği “Şehîd namirin” sloganları ve verilen yemek ardından sona erdi.